Günümüz dijital çağında, internet kullanımı yaşamımızın vazgeçilmez bir parçası hâline geldi. Özellikle ergenlik dönemindeki bireyler, interneti sadece eğlence ve sosyalleşme aracı olarak değil, aynı zamanda kimliklerini ifade etme ve dış dünyayla bağ kurma yöntemi olarak da kullanıyor. Ancak bu kullanım sınırı aştığında ve kontrol edilemez bir hâl aldığında “internet bağımlılığı” gibi ciddi psikolojik ve sosyal sorunlarla karşı karşıya kalabiliyoruz.

Peki, ergenlerde internet bağımlılığı nedir, neden oluşur ve nasıl tedavi edilir? Bu yazıda, bilimsel araştırmalara dayalı olarak bu önemli konuyu detaylı bir şekilde ele alacağız. Ayrıca bilişsel davranışçı terapinin bu bağımlılık üzerindeki etkisini ve risk faktörlerini de kapsamlı biçimde açıklayacağız.

İnternet Bağımlılığı Nedir?

İnternet bağımlılığı, bireyin internet kullanımını kontrol edememesi, internete bağlı olmadığı zaman huzursuzluk ve gerginlik yaşaması ve günlük yaşamını olumsuz etkileyen bir düzeyde internete zaman ayırması olarak tanımlanır. Ergenlerde bu durum akademik başarının düşmesine, sosyal ilişkilerin bozulmasına, uyku problemlerine, depresyon ve kaygı bozukluklarına yol açabilir.

American Psychiatric Association (APA), bu durumu “İnternet Kullanım Bozukluğu” olarak tanımlamış ve tanı kriterleri oluşturma sürecine başlamıştır. Ergenler, gelişimsel olarak risk altında oldukları için bu bağımlılığa daha yatkın bir grubu oluşturmaktadır.

Ergenlerde İnternet Bağımlılığı Neden Artıyor?

1. Gelişimsel Dönemin Özellikleri

Ergenlik dönemi, bireyin kimliğini oluşturduğu, arkadaşlık ilişkilerine büyük önem verdiği ve duygusal dalgalanmaların sık yaşandığı bir dönemdir. Bu dönemde sosyal medya, çevrimiçi oyunlar ve iletişim uygulamaları ergenler için cazip bir kaçış alanı oluşturur. Özellikle yüz yüze iletişimde zorlanan veya içe dönük yapıya sahip olan gençler, interneti bir “güvenli alan” olarak kullanmaya başlar.

2. Sınırsız Erişim

Günümüzde akıllı telefonlar, tabletler ve dizüstü bilgisayarlar aracılığıyla internet her an her yerde erişilebilir durumda. Bu da sürekli çevrimiçi olma ihtiyacı doğurmakta ve dijital ortamlara bağımlılığı pekiştirmektedir.

3. Aile ve Okul Denetiminin Azalması

Ailelerin ve öğretmenlerin dijital medya okuryazarlığının yetersiz olması, ergenlerin internet kullanımının sağlıklı biçimde sınırlandırılamamasına neden olabilmektedir. Özellikle bireyin yalnız kaldığı anlarda internet kullanım süresi kontrolden çıkabilmektedir.

Bilimsel Veriler Ne Diyor?

Yapılan araştırmalar, ergenlerde internet bağımlılığının dünya genelinde artış gösterdiğini ortaya koymaktadır. Kuss ve arkadaşlarının (2013) Hollanda’da 3105 ergen üzerinde yaptığı bir araştırmaya göre, bu grubun %3.7’si potansiyel olarak internet bağımlısı olarak tanımlanmıştır. Araştırma sonucunda sosyal medya uygulamaları ve çevrimiçi oyunların, bağımlılık riskini önemli ölçüde artırdığı tespit edilmiştir.

Aynı çalışmada aşağıdaki kişilik özelliklerinin internet bağımlılığıyla güçlü bir ilişkisi olduğu belirtilmiştir:

  • Düşük dışadönüklük (içe kapanıklık)
  • Düşük duygusal denge
  • Düşük uyumluluk
  • Düşük sorumluluk duygusu

Buna karşılık, yüksek dışadönüklük ve sorumluluk duygusu, koruyucu faktör olarak tanımlanmıştır. Özellikle çevrimiçi oyunlara fazla zaman ayıran gençlerde bu risk faktörleri daha belirgin şekilde ortaya çıkmaktadır.

Ergenlerde İnternet Bağımlılığı Belirtileri

Aşağıdaki belirtiler, bir ergende internet bağımlılığı olabileceğini düşündürür:

  • Günün büyük kısmını internette geçirmek
  • İnternete erişemediğinde huzursuzluk, öfke ya da gerginlik hissetmek
  • Sosyal etkinliklerden ve arkadaşlardan uzaklaşmak
  • Uyku düzeninin bozulması
  • Okul başarısında düşüş
  • Fiziksel belirtiler: göz yorgunluğu, baş ağrısı, hareketsizlik kaynaklı sağlık sorunları
  • Sürekli oyun oynama ya da sosyal medyada gezinme isteği
  • İnternette geçirilen süreyle ilgili yalan söylemek

Bu belirtiler özellikle 3 aydan uzun süredir devam ediyorsa profesyonel bir değerlendirme gerekmektedir.

İnternet Bağımlılığının Psikolojik Sonuçları

İnternet bağımlılığı sadece bir davranışsal bozukluk değil, aynı zamanda birçok psikolojik sorunun da habercisidir. Özellikle şu problemler sık görülmektedir:

  • Depresyon: Sürekli ekran başında kalmak, sosyal izolasyon ve başarısızlık duyguları depresyona neden olabilir.
  • Kaygı bozuklukları: Sosyal medya üzerinden kıyas yapma, onaylanma ihtiyacı gibi faktörler kaygı düzeyini artırabilir.
  • Dikkat eksikliği: Uzun süreli ekran kullanımı dikkat süresini azaltabilir.
  • Sosyal fobi: Sanal dünyada kendini daha rahat ifade eden bireyler, yüz yüze iletişimden kaçınmaya başlayabilir.

Etkili Bir Tedavi Yöntemi: Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT)

Zhang ve arkadaşlarının (2020) yaptığı sistematik bir derleme, bilişsel davranışçı terapinin (BDT) ergenlerde internet bağımlılığına karşı etkili bir müdahale yöntemi olduğunu ortaya koymuştur.

BDT’nin İnternet Bağımlılığına Etkileri

  • Depresyon ve kaygı düzeyinde düşüş
  • İnternette geçirilen sürede azalma
  • Psikopatolojik belirtilerde iyileşme
  • Yaşam kalitesinde artış

BDT, bireyin düşünce-duygu-davranış döngüsünü fark etmesini sağlar. Örneğin, “internette olmadığımda arkadaşlarımı kaybedeceğim” gibi düşünceler, terapide ele alınır ve yeniden yapılandırılır. Böylece birey, interneti daha bilinçli ve sınırlı bir şekilde kullanmayı öğrenir.

Ergenlerde İnternet Bağımlılığıyla Baş Etme Yolları

1. Dijital Detoks Programları
Belirli gün veya saatlerde internetten uzak kalmak, bağımlılıkla mücadelede ilk adımdır.

2. Aile İçi İletişimi Güçlendirme
Aile bireylerinin birlikte zaman geçirmesi, dijitalden uzaklaşmayı kolaylaştırır.

3. Hobi ve Spor Aktiviteleri
Fiziksel aktivitelere yönelmek, hem zihinsel rahatlama sağlar hem de internetin cazibesini azaltır.

4. Uzman Desteği Almak
Psikolog desteği, özellikle bağımlılık seviyesi yüksek bireyler için büyük önem taşır. BDT temelli terapiler oldukça başarılı sonuçlar vermektedir.

Randevual
Randevu - Psikolog Mehmet Cem Yiğit | İstanbul Uzman Klinik Psikolog

Ergenlerde internet bağımlılığı, günümüzde giderek artan bir sorun hâline gelmiştir. Dijital çağın gereklilikleriyle birlikte, bilinçli teknoloji kullanımı ve psikolojik destek hizmetlerinin yaygınlaştırılması büyük önem taşımaktadır. Ergenlik dönemi, doğru yönlendirmelerle sağlıklı alışkanlıkların kazanılabileceği bir dönemdir. Bu süreçte hem ailelere hem de eğitimcilere önemli roller düşmektedir. Eğer çocuğunuzda ya da danışanınızda yukarıda bahsedilen belirtileri gözlemliyorsanız, geç kalmadan bir uzmandan destek almanız önemlidir. Erken müdahale, uzun vadeli psikolojik sorunların önüne geçebilir.

author-avatar

Mehmet Cem Yiğit Hakkında

Lisans eğitimini 2016 yılında İzmir Yaşar Üniversitesi’nde tamamlayan Mehmet Cem Yiğit, yüksek lisans eğitimini 2016 – 2018 yılları arasında İstanbul Üsküdar Üniversitesi’nde tamamladı. Yüksek lisansını “Bireylerde Benlik Saygısı ve Cinsel Özyeterlilik İlişkisinde Bilişsel Çarpıtmaların Rolü” başlığıyla tamamlayan Mehmet Cem Yiğit, kurucusu olduğu MCS Psikoloji şirketinde danışanlarına hizmet vermektedir. Devamı için tıklayınız.