Sosyal fobi ya da sosyal anksiyete bozukluğu, bireyin toplumsal ortamlarda değerlendirilme, rezil olma veya reddedilme korkusuyla belirgin kaygılar yaşaması şeklinde tanımlanır. DSM-IV kriterlerine göre sosyal fobi, bireyin performans sergilemesi gereken ya da başkalarının dikkatini çekebileceği durumlarda yoğun kaygı ve kaçınma davranışları göstermesiyle karakterizedir. Bu yazıda sosyal fobi belirtileri, kültürel etkiler, demografik değişkenlerle ilişkisi ve özel fobiyle olan örtüşmeleri çerçevesinde ele alınacaktır.


Sosyal Fobinin Tanımı ve Temel Özellikleri

Sosyal fobi, topluluk önünde konuşma, kalabalık bir ortamda yemek yeme, yeni insanlarla tanışma ya da otorite figürleriyle iletişim gibi durumlarda ortaya çıkan yoğun kaygı ile karakterizedir. Bu kaygı, genellikle utanma, rezil olma ya da sosyal açıdan olumsuz değerlendirilme korkusundan kaynaklanır. Sosyal fobisi olan bireyler bu tür durumlardan kaçınmaya meyillidirler ya da bu durumlara yoğun stresle katlanırlar.

Yaygın Belirtiler:

  • Kalabalık önünde konuşurken ses titremesi
  • Göz teması kurmaktan kaçınma
  • Yüz kızarması, terleme, çarpıntı
  • Eleştirilme veya küçük düşme korkusu
  • Sosyal ortamlardan kaçınma

Bu belirtiler yalnızca anlık bir utangaçlık hali değil, bireyin işlevselliğini bozan süreğen bir sorun halini alırsa, sosyal fobi tanısı konulabilir.


Belirtilerin Yaygınlığı ve Demografik Özelliklerle İlişkisi

Iancu ve arkadaşlarının (2006) 850 askerle yapılan araştırmasında, sosyal fobi belirtilerinin yaygınlığı %4.5 olarak saptanmıştır. Bu oran, daha önce Batı toplumlarında bildirilen %10–13’lük oranlardan düşük olsa da, Doğu toplumlarındaki %0.5’lik oranlardan yüksektir. Bu durum, kültürel farkların sosyal fobinin ifadesinde önemli rol oynadığını göstermektedir.

Demografik Etkenler:

  • Cinsiyet: Bu çalışmada erkek ve kadınlar arasında anlamlı bir fark gözlenmemiştir.
  • Arkadaşlık Durumu: İki ya da daha az yakın arkadaşa sahip olan bireylerde sosyal fobi belirtileri belirgin şekilde yüksektir.
  • Aile Geçmişi: Utangaç aile üyelerine sahip olmak, sosyal fobi riskini artıran önemli bir faktör olarak saptanmıştır.
  • Psikiyatrik Geçmiş: Daha önce psikiyatrik ilaç kullanmış veya terapi görmüş bireylerde sosyal fobi belirtileri daha yoğundur.

Bu faktörlerin regresyon analizinde sosyal fobi puanlarının %21’ini açıkladığı görülmektedir.


Kültürel Farklılıklar ve Sosyal Fobi

Ronald Kleinknecht ve arkadaşlarının (1997) yaptığı karşılaştırmalı çalışmada, Japonya’daki “Taijin Kyofusho (TKS)” adlı kültüre özgü sosyal anksiyete türü ile Batı’daki sosyal fobi arasında hem benzerlikler hem de farklar gözlemlenmiştir.

Taijin Kyofusho’nun Özellikleri:

  • Birey, başkalarına zarar vermekten veya onları rahatsız etmekten korkar.
  • Özellikle başkalarının yüzüne bakmak, ter kokusu, vücut deformasyonu gibi bedensel özelliklerin başkalarını rahatsız edeceği düşünülür.
  • Japon kültüründe bireyin değil, grup uyumunun önemi olduğundan, sosyal tehdit kavramı “ben utanırım” değil “başkasını utandırırım” şeklinde şekillenir.

Karşılaştırma:

ÖzellikDSM-IV Sosyal FobiTaijin Kyofusho (TKS)
Korkunun KaynağıBireyin rezil olması, olumsuz değerlendirmeBaşkalarını rahatsız etme, grup uyumunu bozma
Başlıca BelirtilerUtanma, kaçınma, performans korkusuKızarma, göz teması korkusu, vücutla ilgili obsesyonlar
Kültürel TemelBireycilikKolektivizm

Bu bağlamda, kültürün bireyin kendilik algısı üzerindeki etkisi sosyal fobinin belirtilerini şekillendirebilir.


Sosyal Fobi ve Özgül Fobilerle Örtüşme

Iancu ve arkadaşlarının çalışması sosyal fobinin %44 oranında özgül fobilerle birlikte görüldüğünü ortaya koymuştur. Özellikle yükseklik korkusu, yalnız kalma, hayvan fobileri gibi özgül fobilerle sosyal fobi arasında pozitif bir korelasyon saptanmıştır.

Ortak Belirtiler:

  • Kaçınma davranışları
  • Somatik belirtiler (çarpıntı, terleme)
  • Erken çocukluk döneminde başlaması
  • Sosyal işlevsellikte azalma

Bu ortak noktalar, bazı bireylerde sosyal fobinin özgül fobilerin bir uzantısı ya da başka bir anksiyete bozukluğunun öncüsü olabileceğine işaret etmektedir.


Sosyal Fobinin Başlangıç Yaşı ve Kronikliği

Her iki çalışmada da sosyal fobi belirtilerinin genellikle ergenlik döneminde başladığı vurgulanmıştır. Bu erken başlangıç, bozukluğun kronikleşmesi ve bireyin yaşam boyu sosyal, akademik ve mesleki alanlarda zorlanmasına neden olabilmektedir.

Kronik Sosyal Fobinin Sonuçları:

  • Düşük eğitim düzeyi
  • Romantik ilişkilerde yetersizlik
  • Yalnızlık hissi ve sosyal izolasyon
  • İkincil bozukluklar: depresyon, madde kullanımı

Bu nedenle erken tanı ve müdahale, sosyal fobinin bireyin yaşam kalitesi üzerindeki uzun vadeli etkilerini azaltmada kritik rol oynar.


Sosyal fobi, hem bireyin hem de içinde bulunduğu kültürün etkisiyle şekillenen kompleks bir anksiyete bozukluğudur. Belirtileri arasında topluluk önünde konuşamama, utanma, göz teması kuramama ve sosyal kaçınma davranışları yer almaktadır. Iancu ve Kleinknecht’in çalışmaları, sosyal fobinin hem evrensel hem de kültürel olarak biçimlenen yönlerini ortaya koymuştur. Özellikle Batı toplumlarında birey merkezli utanma duygusu öne çıkarken, Doğu toplumlarında grup uyumu ve başkasını rahatsız etme kaygısı belirleyicidir.

Randevual
Randevu - Psikolog Mehmet Cem Yiğit | İstanbul Uzman Klinik Psikolog

Sosyal fobi tedavisinde bu kültürel farklılıklar göz önüne alınmalı, bireyin yaşadığı toplumun normlarına göre şekillenen kaygı türleri doğru şekilde tanımlanmalıdır. Ayrıca sosyal fobinin erken fark edilmesi ve müdahale edilmesi, bireyin sosyal işlevselliğinin korunmasında hayati öneme sahiptir.

author-avatar

Mehmet Cem Yiğit Hakkında

Lisans eğitimini 2016 yılında İzmir Yaşar Üniversitesi’nde tamamlayan Mehmet Cem Yiğit, yüksek lisans eğitimini 2016 – 2018 yılları arasında İstanbul Üsküdar Üniversitesi’nde tamamladı. Yüksek lisansını “Bireylerde Benlik Saygısı ve Cinsel Özyeterlilik İlişkisinde Bilişsel Çarpıtmaların Rolü” başlığıyla tamamlayan Mehmet Cem Yiğit, kurucusu olduğu MCS Psikoloji şirketinde danışanlarına hizmet vermektedir. Devamı için tıklayınız.