Bulimia hastalığı, sık sık gelen yeme krizleri ya da yeme bozuklukları olarak ifade edilmektedir. Bulimia hastalığına yakalanan pek çok insan, kısa süre içerisinde oldukça kilo alımı yaşayabilmekte ve bunun ile beraber ciddi sağlık sorunları ile karşı karşıya kalabilmektedir. Şiddetli açık krizleri yaşayan bulimia hastaları, hangi besinden ne kadar tüketmeleri gerektiği konusunda kendilerini kontrol edememekte, utandıklarından dolayı da çoğu zaman bu durumu gizlemeye çalışmaktadır. İnsan psikolojisi ile ilişkili olan bu hastalık için mutlaka profesyonel destek alınması gereklidir.
Bulimia Hastalığı Nedir?
Bulimia hastalığı, insanın devamlı olarak yemek yeme isteğine karşı kontrolünü kaybettiği ve aşırı derecede besin tükettiği bir tür yeme bozukluğu olarak tanımlanmaktadır. Bulimia hastaları, kilo alımının önüne geçebilmek adına aşırı derecede fazla tükettiği besinleri daha sonrasında atabilmek için kusma ya da temizleme gibi yollara başvurabilmektedir.
Bulimia hastalığı, genellikle bireylerin yetişkinlik döneminin başladığı zamanlarda ortaya çıkmaktadır. Özellikle de 20’li yaşların başında görülen bu yeme bozuklukları, daha çok kadınlarda görülmektedir. Psikoloji ile yakından ilişkili olan bulimia hastalığının henüz neden ortaya çıktığı bilinmezken, genetik, çevresel, biyolojik ve kültürel faktörlerin bu hastalığa neden olduğu düşünülmektedir.
Bulimia Hastalığı Nasıl Başlar?
Bulimia hastalığının oluşumunda pek çok etken ve koşul, beraberce etkili olmaktadır. Örneğin; kültürel faktörler, bireyin biyolojisi, kendisi ile alakalı özdeğer ve özgüveni ya da bir sevdiğinin ölümü gibi geçmişiyle alakalı faktörlerden her ikisinin aynı anda görülmesi, bulimia hastalığı nedenleri olarak gösterilebilmektedir. Bu gibi durumlar, bulimia hastalığının başlamasını ve devam etmesini tetikleyici durumlar olabilmekte ya da hastalığın gelişmesini kolaylaştırabilmektedir.
Özellikle 18 ile 24 yaş aralığındaki kadınların bu hastalığın risk grupları arasında yer aldığı ifade edilmektedir. Düşük özgüvene sahip olan, genellikle kendisini vücut ölçüleri ya da kilosu ile tanımlayan, devamlı diyet yapan ve sosyal ilişkilerinde pek fazla destek görmeyen kişiler, yine bulimia hastalığı risk gruplarında yer almaktadır. Bu hastalık ile kendi başına mücadele etmek bazen mümkün olmazken, tedavisi ise oldukça kolay bir süreç halinde devam etmektedir. Öte yandan bulimia hastalığı tedavi edilmezse, bireylerde istenmeyen sonuçlara neden olabilmektedir.
Bulimia hastalığının başladığını anlayabilmek için ise bazı belirtilerin görülmesi gerekmektedir. Bu belirtiler; bireyin kendi yeme alışkanlıklarından hoşnut olmaması, kilosu, bedeni ve beslenmesine yönelik kaygıları olması, gizli gizli yemek yemesi ve kusma ya da yeme krizleri yaşamasıdır. Bunun ile beraber kontrolsüz olarak yeme, geceleri yeme, yediklerinin kusmaya çalışma, duygudurumunda yaşanan değişiklikler, sağlıksız ilişkiler ve bunun gibi durumlar da, yine bulimia hastalığı belirtilerindendir.
Bulimia Hastalığı Tedavi Edilmezse Ne Olur?
Bulimia hastalığının tedavisi oldukça kolay olmakla beraber, psikologlar tarafından yürütülen terapiler halinde yapılmaktadır. Genellikle bilişsel davranışçı terapi yöntemi uygulanan bu tedavide, davranış terapisi yeterli gelmediği takdirde psikodinamik yaklaşım göz önünde bulundurularak da bir tedavi belirlenebilmektedir.
Öte yandan bulimia hastalığı tedavi edilmezse, çeşitli sağlık sorunlarına neden olabilmektedir. Örneğin; belli bir süre sonra kişi tamamen yemek yemekten uzaklaşabilmekte ve hızlı bir şekilde kilo kaybına uğrayabilmektedir.