Doğum Sonrası Depresyon Nedir?

Doğum sonrası depresyon ya da bir diğer adıyla lohusalık depresyonu, büyük ihtimalle hamilelik sırasında kademeli olarak yükselen birtakım hormonların, doğumu takiben aniden 48 ila 72 saat arasında düşmesi sebebiyle ortaya çıkar, yeni doğum yapan annelerin hayatını ciddi şekilde zorlaştıran bir buhran durumudur. Az ya da çok şekilde, yeni annelerin %90 dan fazlası lohusa depresyonuna girmektedir ve ilk defa anne olanlar ya da konuyla ilgili bilgisi olmayanlar çoğunlukla hayatları değiştiği için ya da bebeği kabul edemedikleri için bu hale geldiklerini sanarlar. Kısacası lohusa dönemi, öyle taçların takılıp misafirlerin keyifle ağırlandığı neşe içerisinde bir dönem değildir.

Anneler için yeni bir bireyin hayatlarına girmesi, onun sorumluluğunu taşımak bazen zor gibi görünür. Kişiler defa anne olma duygusunu yaşıyorsa; mutluluğun ve sevincin yanı sıra bazı korkular ve yetememezlik duygusuna kapılırlar. Bu durum genelde doğum yaptıktan sonra ilk haftalarda kendi belli eder. Bu duruma doğum sonrası depresyonu denir.

Depresyonda olan annelerde şu durumlar gözlenmektedir.

  • Kendilerini yorgun ve halsiz hissederler.
  • Çabuk sinirlenirler.
  • Durup dururken ağlama krizlerine girerler.

Doğum Sonrası Depresyonun Belirtileri

Kadınlarda doğum sonrası depresyon belirtileri depresyonun genel belirtilerinden pek farklı değildir. Genel olarak kişi mutsuz, neşesiz, kırılgan, ürkek, alıngan ve kötü bir şey olacakmış beklentisinin içindedir.

Bu dönemde annelerin bebek olduktan sonra uykusuz kalmaları ve hormonal dengenin değişmesi depresyonu tetikleyen unsurlar arasında yer alır.

Eğer bu süreç iki haftadan uzun sürece annelerin doğum sonrası depresyona girdiğinin belirtisidir. En kısa zamanda bir uzmana danışmalarında fayda vardır.

Doğum Sonrası Depresyonun Tedavi Yöntemleri

Doğum sonrası depresyonunda ilaç tedavisi – psikoterapi – başta eşler olmak üzere aile desteği eşliğinde bir tedavi yöntemi uygulanır.

Bu süreçte en büyük destek eşlerden gelmeli. Doğum sonrasında anne kendini mutsuz hissettiğinden dolayı bu noktada en önemli rol babaya yani eşlere düşüyor. Eşine yalnız olmadığını hissettirmesi gerekir. Sorumlulukları paylaşmalı. Anne kendisini güçsüz, çaresiz ve yetersiz his ettiği anlarda onu cesaretlendirmeli.

Aynı zamanda eşin yanı sıra yakın çevresi de bu durumda anneye destek olmalı. Bu sürecin doğal olduğunu anlatılmalı. Bu dönemde depresyona bağlı olarak annelerde bebeklerine karşı şu durumlar söz konusu olabilir.

  • Bebeklerini sevmediklerini söyleyebilirler.
  • Ona dokunmaktan, kucağa almaktan ve sevmekten çekinirler.
  • Emzirmek istemezler.
  • Bebeğin ağlamasını pek dikkate almazlar. Aynı zamanda sesinden rahatsız olurlar.
  • Bebeğinin kendisinden ve eşinden hiçbir özelliğini almadığı, onlara benzemediğini savunurlar.
  • Bebeğin cinsiyetinden bile şikayet edebilirler.
  • Bebeğin kendisini sevmediğini düşünürler.
  • Bebek son derece sağlıklı olduğu halde bunu kabullenmezler. Aynı zamanda bebeğin hasta olduğunu ve sorunlu olduğu konusunda ısrar ederler.
author-avatar

Hakkında Uzman Psikolog Mehmet Cem Yiğit

Lisans eğitimini 2016 yılında İzmir Yaşar Üniversitesi’nde tamamlayan Uzman Psikolog Mehmet Cem Yiğit, yüksek lisans eğitimini 2016 – 2018 yılları arasında İstanbul Üsküdar Üniversitesi’nde tamamladı. Yüksek lisansını “Bireylerde Benlik Saygısı ve Cinsel Özyeterlilik İlişkisinde Bilişsel Çarpıtmaların Rolü” başlığıyla tamamlayan Uzman Psikolog Mehmet Cem Yiğit, Türk Psikologlar Derneği ve Bilişsel Davranışçı Psikoterapiler Derneği üyesi olan Uzman Psikolog Mehmet Cem Yiğit, Samsun Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde, Samsun Özel Meva Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’nde, İstanbul Np Beyin, Üsküdar Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık Birimi’nde görev aldı.

İlgili gönderiler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir