Depersonalizasyon bozukluğu, kısaca bireyin kendine yabancı olması, kendi ile bağını koparması şeklinde ifade edilmektedir. Psikoloji alanında bir tür rahatsızlık olan depersonalizasyon bozukluğu, kişinin kendi bedeninden ayrılarak kendisini üçüncü bir şahıs olarak izlemesidir. Bu gibi bir patolojik olguya, bireylerin yetişkinlik döneminde yüzde 50 düzeyinde rastlanabilmektedir.

Depersonalizasyon Bozukluğu Nedir?

Depersonalizasyon bozukluğu, kişilerde kendine yabancılaşma, kendinden kopma şeklinde görülmektedir. Çoğu zaman kişilerde başlı başına ortaya çıkan bu patolojik olgu, bazı zamanlarda da çeşitli kişilik bozuklukları ile beraber ortaya çıkabilmektedir.

Depersonalizasyon bozukluğu olan bireyler, etrafında yaşanan olaylara, hatta kendisine yönelik durumlara karşı tepkisiz kalmakta, kendini hayattan soyutlamakta ve hiçbir duyguyu hissedememektedir. Örneğin; eline kaynar su döküldüğünde elinin yandığını hissetmemekte, canının yandığını duymamaktadır.

Halk arasında kendine yabancılaşma olarak anılan depersonalizasyon bozukluğu ya birdenbire ya da yavaş yavaş ortaya çıkmaktadır. Algıda meydana gelen bozukluk yalnızca birkaç saat sürebileceği gibi günlerce, hatta aylarca devam edebilmektedir.

Depersonalizasyon bozukluğunda şikayetler çok şiddetli olmadığı takdirde belirtilerde azalma görülebilmektedir. Ancak bunun aksine şikayetler şiddetli olduğunda belirtiler yıllarca devam edebilmektedir. Bu gibi durumlarda mutlaka bir psikoloğa danışması ve profesyonel bir destek alınması gerekmektedir.

Depersonalizasyon Bozukluğu Nedenleri ve Belirtileri

Depersonalizasyon bozukluğu, kendinden uzaklaşma, kendine yabancılaşma ve kendini üçüncü bir şahıs olarak izleme durumu şeklinde ifade edilmektedir. Özellikle halk arasında kendine yabancılaşma durumu olarak bilinen depersonalizasyon bozukluğu, kişiliğini yitirme, duyarsız olma, kendi bedenini yanlış algılama ya da algılama bozukluğu olarak da ifade edilmektedir.

Çoğu zaman çocukluk döneminde yaşanan çeşitli problem ve travmalara dayanan bu psikolojik rahatsızlık, yetişkinlik döneminde ortaya çıkmakta ve derealizasyon ile beraber anılmaktadır.

Derealizasyon ise gerçek dışı bir hal alma, gerçeğe karşı yabancılaşma, gerçek ile alakasız duygular deneyimleme şeklinde tanımlanmaktadır. Gerçeğe yabancılaşma / kendine yabancılaşma adı altında derealizasyon ve depersonalizasyonu beraber görebilmek mümkündür.

Depersonalizasyon Bozukluğu Nedenleri

Depersonalizasyon bozukluğu nedenleri, pek çok duruma ya da olaya dayanabilmektedir. Psikolji literatüründe üzerinde en çok durulan depersonalizasyon bozukluğu nedenleri ise; anksiyete ve aktif stres tepkisi, stres – tepki hiper uyarımı, ilaçların yan etkileri ile hipoventilasyon ve hiperventilasyondur.

Depersonalizasyon bozukluğu belirtileri genellikle aşırı stres ile alakalı belirtilerdir. Bu durum, aşırı derecede endişeli olmanın sonucu olan stresi de kapsamaktadır. Öte yandan devamlı olarak artan stres durumu, depersonalizasyon bozukluğunun en büyük nedeni olarak gösterilmektedir.

Bireyin kısa süreli bir korku yaşaması halinde stres – tepki hiper uyarım sistemi iyi bir şekilde çalışmaktadır. Fakat stres tepkileri oldukça sık ya da dramatik bir şekilde görüldüğünde belirtilerin, sorunların ve anomalilerin her türlüsü hakkında tecrübe kazanılmasına neden olacak yarı acil durumuna, diğer bir deyişle stres – tepki hiper uyarımına maruz kalınabilmektedir. Depersonalizasyon bozukluğu belirtileri de, bu duruma örnek olarak gösterilmektedir.

Hiperventilasyon ve hipoventilasyon da bu rahatsızlığın nedenlerinden bir diğeridir. Örneğin; yer altında çok derine inildiğinde yeterli oksijen alınamazken (hipoventilasyon), bu durum kandaki CO2 düzeyinde düşüş yaşanmasına ve duyarsızlık hissinin ortaya çıkmasına neden olmaktadır.

Depersonalizasyon bozukluğu ayrıca kullanılan bazı ilaçların yan etkisi olarak da ortaya çıkabilmektedir. Bireyin kullandığı ilaç nedeniyle kendisine karşı yabancılaştığını hissetmesi halinde, doktoruna müracaat ederek bu durumu bildirmesi ve terapi ya da tedavi yönteminin yeniden belirlenmesi gerekmektedir.

Depersonalizasyon Bozukluğu Nedenleri

Depersonalizasyon Bozukluğu Nedenleri

Depersonalizasyon Bozukluğu Belirtileri

Aynı zamanda psikolojik bir rahatsızlık olan depersonalizasyon bozukluğu, çeşitli semptomların görülmesi ile anlaşılabilmektedir. Bireyin kendisini gerçeklikten kopmuş gibi hissetmesi, gerçekliğe temas edememesi, kendini rüya gibi bir durumun içerisinde hissetmesi, gerçeğin bir parçası olmaması, bedenini değişmiş hissetmesi, bedeninden ayrılarak başka bir kişi gibi dışarıdan bedenini izlemesi ya da hayatta değişmiş gibi hissetmesi, bu bozukluğun belirtilerindendir.

Tüm bunların yanı sıra kişinin bedenini kendisin değil de bir başkasınınmış gibi hissetmesi, bir zombi ya da yaratık olduğunu düşünmeye başlaması, benliksiz, robot ya da kimliksiz olduğunu düşünmesi ve içinde bulunduğu durum ve düşüncelerden kendisini soyutlamış olması yine bu problemin belirtileri arasında yer almaktadır.

Randevual

Depersonalizasyon belirtileri, anksiyetenin semptomlarından önce, bu semptomlar ile beraber, semptomlardan sonra ya da bunlardan tamamen bağımsız olarak görülebilmektedir. Kendisine bu belirtiler ile müracaat eden bireyler için uygun tedaviyi başlatan psikologlar, öncelikle bu bozukluğun nedenini tespit etmekte ve buna göre bir tedavi yöntemi uygulamaktadır.

Depersonalizasyon Bozukluğu Nasıl Geçer?

Depersonalizasyon bozukluğu ile alakalı olarak en çok merak edilen konulardan biri iyileşmenin mümkün olup olmadığıdır. Depersonalizasyon bozukluğuna neden olan hastalık ya da durum tespit edildiğinde, bu rahatsızlığın iyileşmesi mümkün olmaktadır. Bu hastalığın nedenleri ise, uzman hekimler tarafından yapılacak olan terapiler ile tespit edilebilmektedir.

Depersonalizasyon bozukluğu olan kişilerde uygulanan tedavi yöntemleri genellikle psikoterapi ve ilaç tedavisidir. İlk aşama terapi olup, ilaç tedavisi gerekli görülmesi durumunda gerçekleşmektedir. Tedavide uygulanan teknikler ise; bilişsel teknikler, davranışsal teknikler, topraklama teknikleri, psikodinamik teknikler ve kendine yabancılaşmanın izlenmesidir. Fakat bazı hastalarda tedaviye gerek olmadan depersonalizasyon bozukluğunun iyileştiği de görülmektedir.

author-avatar

Hakkında Uzman Psikolog Mehmet Cem Yiğit

Lisans eğitimini 2016 yılında İzmir Yaşar Üniversitesi’nde tamamlayan Uzman Psikolog Mehmet Cem Yiğit, yüksek lisans eğitimini 2016 – 2018 yılları arasında İstanbul Üsküdar Üniversitesi’nde tamamladı. Yüksek lisansını “Bireylerde Benlik Saygısı ve Cinsel Özyeterlilik İlişkisinde Bilişsel Çarpıtmaların Rolü” başlığıyla tamamlayan Uzman Psikolog Mehmet Cem Yiğit, Türk Psikologlar Derneği ve Bilişsel Davranışçı Psikoterapiler Derneği üyesi olan Uzman Psikolog Mehmet Cem Yiğit, Samsun Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde, Samsun Özel Meva Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’nde, İstanbul Np Beyin, Üsküdar Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık Birimi’nde görev aldı.

İlgili gönderiler

One thought on “Depersonalizasyon Bozukluğu Nedir?

  1. Erdem Ali Kılıç dedi ki:

    Tedavi edilmezse ne olur ?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir