Bipolar bozukluk, birbirinden farklı iki hastalık dönemleri ile karakterize olan bir ruhsal hastalık olarak bilinmektedir. Diğer adı ile manik depresif bozukluk olarak nitelendirilen bu ruhsal rahatsızlıkta mani ve depresyona rastlanmaktadır. Birbirlerine zıt gibi görünen bu iki ruhsal bozukluk dönemleri yatışma ve hararetlenme süreçlerinden geçmektedir. Bu rahatsızlıkların dışında ise hasta tümüyle normal hayatına dönebilirken, bazı hastalarda günlük yaşamı olumsuz yönde etkileyen belirtiler görülmekle beraber hastalar düzelme göstermektedir.

Manik depresif bozukluk gibi bir hastalığın evrelerinden bahsetmek gerektiğinde, mani ya da taşkınlık dönemlerinde genellikle hastaların duygudurumu aşırı bir şekilde yükseliş göstermekte ve hastanın coşkulu bir hale büründüğü gözlemlenmektedir. Bu süreçte bipolar bozukluk yaşayan bir hasta abartılı önemli düşünceler, ayağı yere basmayan projeler, kendini yükseklerde görme, aşırı enerjik hissetme, heyecanlı ve eğlenceli faaliyetlerde bulunma, aşırı hızlı araba kullanma ya da çok fazla para harcama gibi durumlara rastlamak mümkündür.

Öte yandan depresyon ve çökkünlük döneminde ise diğer dönemin tam aksi durumlar ile karşılaşılmaktadır. Bu durumda manik depresif atakları geçiren bir hasta mutsuzluk, karamsarlık, kararsızlık, aşırı suçluluk, ölme isteği, intihar eğilimi, özgüven kaybı, devamlı pişmanlık duygusu, değersizlik hissetme, vücutta sebebi bilinmeyen çeşitli ağrılar görülebilmektedir.

Manik depresif bozukluğun ortaya çıkma nedenlerinde genetik etkenlerde azımsanmayacak düzeydedir. Bunun ile beraber beyinde hücreler arası iletilerde ortaya çıkan problemler, öğrenme, bellek ve duygudurum düzenlemesi de manik depresif bozukluk nedenleri arasında yer almaktadır.

Bipolar Bozukluk ve Evlilik

Bipolar bozukluk ve evlilik, üzerinde mevcut olan etkileri yıkıcı olarak tanımlanmaktadır. Manik depresif bozukluğu olan hastaların boşanma düzeyi, depresyon hastalarının 7 katı olarak gözlemlenmektedir.

Manik depresif hastası devamlı talepkar, eleştiren ve yakınan bir durumda olurken, bu dönemlerde hastalar oldukça kırıcı olmaktadır. Bütçelerini aşırı derece aşan harcamalar yapmakta, yargılama bozukluğundan kaynaklı işlerinden olma, madde, bağımlılığı, alkol kullanımına başlama ile beraber evlilikte çeşitli problemler yaşanmasına neden olunmaktadır. Manik depresif bozukluk durumundan kurtulan bir hasta normal hayata döndüğünde depresyona girdiği için, ailesinin ya da eşinin kişiyi toparlamak durumunda kaldığı bilinmektedir. Dolayısıyla bu gibi durumlarda eşlerde de bir zaman sonrasında öfke nöbetlerine rastlamak mümkündür.

Günlük hayatı olumsuz yönde etkileyen bu durum karşısında eşlere yardım etmek zorlaşırken, hastalıktan çıkan kişiler ise eşlerinin kendisi ile yeteri kadar ilgilenmediğini düşünmekte ve evlilik daha da zorlu bir sürece girebilmektedir.

Bipolar Bozukluk ve Cinsellik

Evli olan çiftlerden birinde manik depresif bozukluk görülmesi halinde en çok merak edilen konuların başında bipolar bozukluk ve cinsellik gelmektedir. Manik depresif bozukluk dönemlerinde cinsel işlev bozukluklarına sıklıkla rastlanabilmektedir.

Manik depresif bozukluk ve hipomanik atak esnasında uygunsuz cinsel birliktelikler, ya da hiperseksüalite gözlemlenebilirken, bunun aksine isteksizliği ve bunun ile beraber anhedoniye cinsel istek azlığına rastlayabilmek de mümkündür. Cinsel işlev bozukluklarının en büyük nedeni olarak da psikolog tedavisinde kullanılan ilaçların yan etkileri ve yaşanılan ruhsal rahatsızlıktan ötürü yaşam kalitesinin bozulmuş olması olarak gösterilmektedir.