Günümüzde bireyler, aslında oldukça basit olan pek çok duruma karşı aşırı tepki gösterebilmekte, öfke patlaması yaşayabilmektedir. Çocuklara sinirlenmek, araç kullanırken trafiğe sinirlenmek, gerekli olan bir eşyanın bozulmasına sinirlenmek ya da bir tabağın elinden düşüp kırılmasına sinirlenmek, gösterilebilecek örneklerden yalnızca birkaçıdır. Öfke, insanın doğasında oldukça doğal ve sağlıklı bir duygu olmasına rağmen, kontrol altına alınamadığı takdirde yıkıcı durumlara neden olabilmektedir. Öfke patlamaları kronik bir hal aldığında insan bünyesini, vücudunu, psikolojisini ve yakınlarını üzücü bir şekilde etkileyebilmektedir. Devamlı olarak öfke patlaması ve kontrol altına alamama gibi durumlar ile karşı karşıya kalan kişiler keşfedilen çeşitli yöntemler ile öfkesini kolaylıkla dizginleyebilmektedir. Kişinin öfkesini kontrol altına almayı istemesi yeterli olabilmektedir.
Öfkelenmenize Neden Olan Durumlar
Öfke nöbeti geçirebilmeye neden olan pek çok sebep bulabilmek mümkündür. Bu sebeplerden birine örnek göstermek gerekirse; istenmeyen sonuçlar ile karşılaşmak öfke nöbetine yola açabilmektedir. Örneğin; kişinin alışveriş yaptığı esnada ödeme için kasaya gittiğinde kredi kartının onay vermemesi ve alınan ürünlerin kasada geri bırakılması kişinin öfkelenmesi için bir neden olabilmektedir. Öte yandan kişi sevdiği birinden aynı karşılığı alamadığında ya da bir yere gitmesi gerekirken trafik sebebi ile yetişemediğinde öfke nöbeti geçirebilmektedir.
Öfke ile baş edilmeyen durumlardan bir diğeri ise beklentilerin karşılanmamasıdır. Örneğin; kişinin beklediği terfiyi alamaması, eşin beklentilerinin karşılanmaması yine öfke nöbetlerine, patlamalarına sebebiyet verebilmektedir.
Engellenme, kaygı, haksızlık, ithal öfke, yetersizlik ve gizli duygular da öfkelenmeye yol açan sebepler arasında yer almaktadır.
Öfke Kontrolü için 10 Adım!
Öfke kontrolü, insanların çoğunun sahip olduğu olgunluk, sağlam düşünce biçimi ve empati ile sağlanabilen bir durumdur. Aşırı tepki göstererek öfke nöbetleri geçirmek, kişinin gerek kendi bünyesi, ruh sağlığı ve vücudu için, gerekse yakın çevresi için kötü sonuçlara neden olabilmektedir. Dolayısıyla kişinin öfke kontrolünü öğrenmesi ve bunu sağlaması gerekmektedir.
Kişinin öfke kontrolünü sağlayabilmesi için 10 adım yeterli olabilmektedir. Bunlardan ilki, kişinin öfke anlarında ya da öfkelenmeye başladığını hissettiğinde nefes egzersizleri yapmasıdır. Kişi eğer ki ani bir öfke nöbeti geçiriyorsa, kısa süre için de olsa kendisine vakit ayırarak derin derin nefes alması ve kendini telkin ederek rahatlatması gerekmektedir.
Öfkeyi doğru bir şekilde ifade etmek, öfke kontrolü sağlamanın bir diğer yoludur. Her ne kadar öfkeyi dışa vurmak içe atmaya kıyasla daha sağlıklı bir durum olsa da, bunu doğru bir şekilde gerçekleştirmek oldukça önemlidir. Kişi, yaşamış olduğu öfke nöbetini ilk etkilerinin atlattıktan ve biraz daha sakinleştikten sonra kendisini olabildiğinde karşısındaki açık ve net bir şekilde ifade etmelidir.
Spor yapmak, öfke kontrolünü sağlamanın en iyi yollarından biridir. Spor ve yürüyüş gibi fiziksel aktiviteler kişinin kendisini daha mutlu ve daha rahat hissetmesini sağlayan serotonin hormonu salgısını artırdığından, stres ve gerginliği ortadan kaldırmaktadır. Bu sayede de öfkelenmenin önüne geçebilmektedir. Örneğin; kişi öfkelendiğinde kısa bir yürüyüşe çıkarak bütün stresini atabilmekte ve öfkesini kontrol altına alabilmektedir.
Kişi, stres seviyesinin yükseldiğini hissettiğinde kendisine kısa kısa molalar vererek de öfkesini kontrol edebilmektedir. Örneğin; gün içerisinde sinirlenmeye neden olan herhangi bir olayın yaşanması halinde kısa bir molaya çıkmak, çay – kahve molası vermek işe yarayacaktır. Bu sayede elde edilen birkaç dakikalık sessizlik, kişinin sinir ve stresini rahat rahat atabilmesini sağlamaktadır.
Öfkelenmeye yol açan nedenlere değil, çözümlere odaklanmak da öfke kontrolü için belli başlı adımlardan biridir. Kişinin sinirini bozan sebeplerden ziyade öfke ile baş etme yollarına odaklanması gerekmektedir.
Affetmeyi bilmek en büyük erdemlerden biridir. Kişi, öfkenin kendisini yönetmesine izin verirse, belli süre sonrasında öfkesinin esiri haline gelecektir. Dolayısıyla kişinin öfkelendiğini hissettiğinde karşı tarafı affetmesi, hem içinde bulunduğu durumu doğru bir şekilde değerlendirmesini hem de ilişkilerinin güçlenmesini sağlamaktadır.
Öte yandan gergin anlarda mizahın gücünden faydalanmakta öfke durumlarında sakinleşebilme konusunda yardımcı olmaktadır. Gülümsemek gerginliği alırken, kişi sinirlendiği zamanlarda olayların komik yanlarını görmeye çalışarak öfkesini kontrol edebilmektedir.
Öfkelenmenin yerine iletişim becerilerini geliştirmek de öfke kontrolünde önemli bir yere sahiptir. İnsan ilişkilerinin doğru ve güçlü olması halinde öfkelenme olasılığı azalmakta ve güvene dayalı ilişkiler kurulabilmektedir.
Kişinin herhangi bir durumda öfkelenmesi halinde, sen dili yerine ben dili kullanması önerilmektedir. Bu sayede kişiler karşı tarafı suçlamak yerine kendini ifade edebilecek şekilde ben’li cümleler kurması gerekmektedir.
Öfkeyi kontrol edememe durumlu devamlı bir hale geldiğinde profesyonel destek almakta fayda görülmektedir. Alanında uzman olan bir psikolog ya da psikiyatr, öfke kontrolü sağlayamayan kişilere yardımcı olabilmektedir.