Kaygı Bozukluğu Yaşayan Anne Misiniz? Toplumda oldukça sık karşılaşılan psikoloji sorunlarından biri de kaygı bozukluklarıdır. Günümüzde pek çok insan ve özellikle de anne anksiyete bozukluğu ile karşı karşıya olurken, bu anneler toplumun kendileri ile alakalı bazı özellikleri bilmesini istemektedir.
Kaygı Bozukluğu Yaşayan Annelerin Özellikleri
Kaygı bozukluğu yaşayan anneler aslında arka planda neler yaşadığını ve sahip olduğu inceliklerini diğerlerinin bilmesini arzulamaktadır. Örneğin; davet edildiği yere gitmek istememesi ve buna rağmen davet edildiğinden oldukça hoşnut olması, zaman zaman ne konuşacağını bilmeyip saçmalaması, gitmiş olduğu herhangi bir yerden geri dönerken güvenli bölgeye girdiği anda ağlamaya başlaması, sosyal kaygılarından ötürü gizlice yargılandığının farkında olması, gerçekleştirdiği buluşmaları sık sık analiz etmesi, gevşeyip rahatlayamaması ve her insana kolay gelen şeylerin aslında kendisi için zor olması kaygı bozukluğu yaşayan annelerin bilinmesi gereken en önemli özelliklerindendir.
Kaygı Bozukluğu Neden ve Belirtileri
Anksiyete nedenleri çoğu zaman kişiye göre değişiklik gösterse de, özellikle de annelerde görülen bu sosyal kaygı bozukluğu daha çok doğum ve hormonlardan kaynaklı olabilmektedir. Yeni doğum yapmış olan anneler hormonların da etkisiyle hem çocukları, hem de kendileri için her türlü etkene karşı yoğun bir kaygı hissedebilmektedir.
Bu gibi durumlarda annelerde görülen kaygı bozukluğu belirtisinden bahsetmek gerekirse; sıklıkla ağlamak, endişe duyacağı yerlere gitmeyi istememek, çocuğunun ya da ailesinin başına kötü bir şey geleceğinden korkması, çevresiyle iletişin kurmaktan kaçınması, yeni korkular edinmesi ve bu gibi durumlar olarak gösterilebilmektedir.
Kaygı Bozukluğunu Önlemek İçin Ne Yapılabilir?
Anksiyete bozukluğu insanların psikolojisini olumsuz yönde etkilediğinden mutlaka bir müdahale gerektirmektedir. Bu gibi problemlerle karşı karşıya olan insanlar ve anneler için günümüzde pek çok psikolog, psikiyatrist ve terapist profesyonel bir destek sağlayabilmektedir.
Genel olarak yaşanan her türlü kaygı ve anksiyete bozukluğunda en iyi tedavi yöntemi terapi ve özellikle de bilişsel davranışçı psikoterapi yöntemi olarak gösterilmektedir. Bu gibi psikolojik sorunların tedavisinde danışan ile uzman arasında öncelikle bir güven bağı oluşturulmakta, sonrasında sorunun temeli hakkında araştırmalar yapılarak buna göre bir tedavi programı oluşturulmaktadır.
Öte yandan uzmanların oluşturmuş olduğu psikoterapi yöntemi sayesinde annelerin büyük çoğunluğu yoğun kaygı duyduğu ve dolayısıyla yaşamını olumsuz olarak etkileyen faktörlerden uzun vadede kurtulabilmekte ve psikolojik açıdan daha sağlıklı bir yaşam sürdürebilmektedir.