Fiziksel ya da psikolojik bütünlüğü tehlikeye sokan her türlü olaya travma adı verilmektedir. Bireyin yaşamında, vücut bütünlüğüne, inanç sistemine ya da sevdiklerine yönelik bir tehlike bulunmaktadır. Bireyin hiç beklemediği bir anda, beklemediği bir şekilde, ne yaparsa yapsın hazırlıklı olamayacağı şekilde, bütünlük ve devamlılık türünden mevcudiyetini dayandırdığı temel yaşam felsefelerine inen bir darbe olarak tanımlanan travma, bireyi geçmiş ve geleceğinden koparmaktadır. Ayrılık, boşanma, sevilen birinin ölümü, aile içi şiddet, trafik kazası, taciz, tecavüz, savaş, terör, doğal afet ya da büyük çaplı ekonomik krizler, toplumsal travma nedenleri olarak nitelendirilmektedir.
Travma Geçer mi?
Günümüzde bu gibi problemler ile karşı karşıya kalan pek çok birey, “Travma geçer mi?” sorusuna yanıt aramaktadır. Psikolojik ya da travma, elbette gerekli tedavilerin ve terapilerin uygulanmasının ardından geçmektedir. Bunun için travma yaşayan bireyin uzman bir psikolog, psikiyatri ya da alanında uzman olan hekime müracaat etmesi gerekmektedir. Bu doğrultuda gerekli tedavi yöntemleri ile terapiler yapan psikologlar, bireylerin travmadan çıkmasına ve sosyal hayatına yeniden dönmesine yardımcı olmaktadır.
Sağlıklı olan bireylerin yaşamış oldukları travmatik olayların ardından bazı tepkiler göstermesi oldukça normal kabul edilmektedir. Örneğin; depresif endişeli, huzursuzluk oluşturan, acı veren duygulara kapılabilmeleri mümkündür. Şok ve inkar, endişe, korku, öfke, korku, panik, suçluluk, gerginlik, utanç gibi duygular da bu duruma örnek gösterilebilmektedir. Bu gibi duygulardan ve durumlardan kendini kurtarabilmesi için mutlaka bir profesyonelden yardım alması gerekmektedir.
Travma Ne Kadar Sürede Geçer?
Travmanın geçme süresi, genellikle bireye göre değişiklik gösterebilmektedir. Bireyin direnci bu konuda etkili olurken, psikolog ya da uzman hekimler tarafından uygulanan tedavi yöntemleri de bu durumda oldukça etkilidir.
Travmayı atlatmak için bireyin ekstradan farklı yöntemlere başvurması da, bu durum geçiş süresini kısaltmaktadır. Örneğin; bireyin duygusal açıdan kendisini toparlayabilmesi ve travmayı atlayabilmesi için kendisini gelecekte nelerin beklediği hakkında bilgi sahibi olması, kendisini anlayan kişiler ile vakit geçirmesi, çevresinden ya da bir profesyonelden destek alması iyi olabilmektedir. Öte yandan süreklilik ve bütünlük duygusunu daha iyi bir hale getirebilmek için de güçlü görünmeye çalışmaması, kendisini asla ihmal etmemesi, bazı ufak tefek görevler üstlenmesi ve bunun gibi faaliyetlerde bulunması gerekmektedir. Bu gibi ekstra yöntemler, travmanın etkilerinden daha kısa sürede kurtulabilmeyi sağlamaktadır.
Travma Genetik mi?
Normal şartlarda travma genetik bir durum ya da olay değildir. Aile içerisinde yalnızca bir kişide görülebileceği gibi birden fazla kişide de görülebilmektedir. Bunun ile beraber beklenmedik bir anda yaşanan travmatik olayların, kendisinden sonraki nesile aktarıldığına da rastlanmamıştır.
Travma aniden gelişen bir olay ya da durum olduğundan travma belirtileri hakkında pek bir bilgi sahibi olabilmek mümkün değildir. Fakat yalan bu gibi olayların ardından travmanın etkileri görülebilmektedir. Travmanın etkileri ise; mide bulantısı, ağrısı, baş dönmesi, ağrısı, terleme, titreme, nefes darlığı ve bunun gibi durumlardır.